Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, alkol ya da madde kullanımı ve sosyal fobiden sonra toplumda en sık görülen dördüncü ruhsal bozukluktur. Oldukça sıkıntı yaratan, gündelik işlevleri kısıtlayan, zihnin ısrarlı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle dolduğu ya da kişinin bazı davranışları tekrar tekrar yapmasına zorunlu bırakan bir kaygı bozukluğudur. Toplumda görülme sıklığı %2 ile 3 arasında olup yapılan araştırmalara göre erkek ve kadınlarda görülme olasılığı eşit düzeydedir.

Obsesyonlar

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), obsesyonlardan (saplantı) ve kompulsiyonlardan (zorlantı) oluşmaktadır. Obsesyonlar bu bozukluğun düşüncelerden oluşan kısmıdır. Buna göre obsesyonlar ya da saplantılar davetsiz olarak, istemsiz şekilde akla gelen, ısrarcı, kontrol edilemez düşüncelerdir. Günlük yaşantımız içinde hepimizin aklına istemediğimiz ve bizi rahatsız eden düşünceler gelebilmektedir. Ancak çok az insan OKB tanısı alacak kadar ısrarcı ve istem dışı düşüncelere, dürtülere sahiptir. Bu tanıyı alabilmek için obsesyonların bireylerin günlük yaşam işlevlerini bozacak düzeyde güçlü ve sık olması gerekmektedir. Toplumda en sık görülen obsesyonlar; bulaşma korkusu (kirlilik korkusu), zarar görme konusunda korkular, biriktirme dürtüsü, cinsel ya da saldırganlık tepkileri göstermeye karşı korkular, düzen, simetri ve din obsesyonlarıdır.

Obsesyonlara örnek olarak şunlardan bahsedebiliriz; En sık rastlanan obsesyonlardan biri olan bulaşma obsesyonunda kişi sürekli kirli olduğunu düşündüğü ortamlardan mikrop kapma endişesi yaşar. Kişi sürekli pisleneceğinden, hastalanacağından endişe eder. Dolayısıyla kirli olduğunu düşündüğü ortamlardan kaçınır. Bu tür bir ortam ya da bireyle asla temas kurmak istemez. Bazen kaçınma davranışına utanma ve iğrenme duyguları eşlik edebilir. Bireyin bir eylemi yapıp yapmadığından bir türlü emin olamamasına ilişkin düşünceler kuşku obsesyonlarıdır. Birey evden çıkarken camı kapatıp kapatmadığından, ocağın altını açık bırakıp bırakmadığından ya da kapıyı kilitleyip kilitlemediğinden emin
olamaz. Sürekli bir tehlike algısı içindedir. Kendisinin ya da başkalarının zarar duyacağından şüphe eder. Bulaşmanın ardından en sık görülen obsesyonlardır. Saldırganlık obsesyonları kişide kendisine ya da başkalarına zarar verme düşünceleri ile kendini gösterir. Bu düşüncenin varlığından dolayı kişi zarar vermesine neden olabileceğini düşündüğü nesnelerden (silah, bıçak vb.) ya da zarar verebileceğini düşündüğü kişilerden uzak durmaya çalışır. OKB’li bazı bireyler ise kendilerine zarar vermekten korkarlar. Cinsel obsesyonlar bireyin utanç verici olarak değerlendirdiği, kabul edilemez gördüğü çeşitli cinsel düşüncelerdir. Bu tür obsesyonlar çoğunlukla ensest ilişkiye girme, sapkın olduğu düşünülen cinsel eylemlerde bulunma, eşcinsel ilişki yaşama gibi düşünce ve şüpheleri içermektedir. Günaha girme ya da farklı dini düşüncelerle ilişkili obsesyonlar dini obsesyonlar olarak adlandırılmaktadır. Dini inançların önemsendiği ve kendini dindar olarak adlandırılan toplumlarda daha sık görülebilmektedir. Dini olarak kutsal görülen değerlere hakaret etme ya da küfretme, ahlaki değerleri aşağılama, neyin doğru neyin yanlış olduğuna aşırı derecede ilgi gösterme dini obsesyonlarla ilişkilidir. Simetri düzen ya da sırala obsesyonları bireyin çevresindeki nesnelerin ve eşyaların belirli bir simetriye göre düzenlenmesi ya da belirli bir düzen ya da sıralama içinde bulunmasına ilişkin düşüncelerini içeren obsesyonlardır.

Kompulsiyonlar

Kompulsiyonlar ya da zorlantılar, kişinin yukarıda bahsedilen ya da onlardan farklı obsesif düşüncelerinin yol açtığı kaygıyı azaltmak veya bazı korkulan olayların, durumların yaşanmasını engellemek için yapmak zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlardır. Kompulsiyonlar illa ki başkaları tarafından gözlenen davranışlar olmak zorunda değildir. Zihinden sayı saymak gibi zihinsel eylemler de kompulsiyon olarak görülmektedir. Kompulsiyonlar abartılı davranışlardır. Örneğin kişi kaldırımda yürürken bastığı her taşı saymak ya da elinin kirlendiğini düşündüğü için gün içinde normal bir insanın elini yıkama sayısından çok daha fazla elini yıkamak ihtiyacı taşımaktadır. Genellikle bu davranışı sürekli olarak yapan kişi, bu eylemi yapmadığı zamanlarda olacak korkunç sonuçlardan korkmaktadır. Kişi bu eylemleri yaparken herhangi bir haz almaz hatta kendisi de oldukça rahatsız olabilir ancak obsesyonlarının neden olduğu kaygıyı azaltmak amacıyla bu eylemleri yineleyici şekilde yapmaktadır. En sık görülen kompulsiyonlar temizlik, kontrol, tekrar etme ve sayma, simetri, düzen, sıralama ve biriktirme kompulsiyonlarıdır.

Kompulsiyonlara örnek olarak şunlardan bahsedebiliriz; temizlik kompulsiyonlarında birey sürekli ellerini yıkayabilir, evin banyo, tuvalet ya da mutfak gibi bölümlerini defalarca temizleyebilir, banyoda uzun süre kalabilir ya da her dışarı çıktığında kıyafetlerinin tamamını değiştirebilir. Eve gelen misafirin ardından misafirin dokunduğu her şeyi defalarca temizleme kompulsiyonları sergileyebilir. Yıkanma ya da temizlenme ritüelleri tuvalete girdikten sonra 15-20 dakika elleri yıkamak gibi görece hafif ritüel benzeri davranışlardan elleri kanatacak şekilde her gün saatlerce dezenfektanlarla yıkama şeklinde aşırı davranışlara kadar uzanabilir. Bu kompulsif davranışlar dışında, herkes tarafından kullanılan tuvaletleri kullanmama,
halka açık havuzlara gitmeme, misafir kabul etmeme, spor solanlarına gitmeme gibi
kaçınmacı davranışlar da sergileyebilir. Kontrol kompulsiyonları bireyin bir şeyi yapıp yapmadığından emin olamaması ve şüphe obsesyonları ile ilişkilidir. Kişi bir yere gideceği zaman evde açık ışık olup olmadığını ya da ocağı kapatıp kapatmadığını defalarca kontrol eder. Çevresindeki insanlara aynı şeyi defalarca sorarak aldığı cevaptan emin olmak ister. Her şeyi sürekli kontrol altında tutma isteği ve kontrolü kaybetme korkusuyla bağlantılı olarak
başkalarına zarar verip vermediğini sürekli sorgular ve bu düşünceyi kontrol altında tutmak için zarar verebileceği aletlerden uzak durur. Kontrol obsesyonları da evden çıkmadan önce bütün ışıkları üç kez kontrol etme gibi görece hafif ritüellerden bir yayayı ezmiş olma düşüncesiyle bir kavşağa geri dönüp saatlerce kazaya ilişkin ipucu arama gibi ağır ritüllere kadar uzanır. Tekrar etme ve sayma kompulsiyonları ise bireyin belirli bir davranışı
sergilemediğinde başına olumsuz şeyler geleceği ya da kötü bir şeylerin olabileceği düşüncesi ile ilişkilidir. Birey bunu engellemek için belirli şeyleri defalarca tekrarlayabilir. Bu eylemler bireyin çok fazla zamanını alarak işlevselliğini önemli oranda etkiler. Bunlar dışında birey herhangi bir ortama girdiğinde bulunduğu ortamdaki varlıkları sayma davranışı sergileyebilir. Sıralama ve simetri kompulsiyonları ise bireyin çevresindeki her şeyin belirli bir düzen içinde olması için gayret etmesini içerir. Birey saatlerce kitaplıkları kitapları belirli bir sıraya göre düzenleyebilir. Evindeki ya da işyerindeki her şeyin belirli bir simetriye göre durması için saatlerini harcayabilir. Kişiye özgü çeşitli ritüeller sergileyebilir. İstifleme kompulsiyonunda ise birey işe yaramaz, eski püskü ya da gündelik yaşamında işine yaramayacak birçok şeyi
istifler ve kişi çoğunlukla bunları işe yaramaz olarak görmez. Birey gereğinden fazla
şey satın alarak bunları atmakta zorluk yaşar.

OKB’nin Kısır Döngüsü

Bireyin sergilediği çeşitli kompulsif davranışlar yaşadığı kaygıyı azaltarak ya da
önleyerek işe yarıyor gibi göründükleri için bu davranışlar sürekli tekrarlanır. Ancak bu
eylemler zaman içinde kişinin gündelik hayatını yaşamasını zorlaştırır. Kompulsif davranışlar
sergilemek ya da çeşitli ritüelleri yinelemek kaygıyı kısa süre azaltarak geçici bir
rahatlama sağlamasına karşın uzun vadede obsesyonun sıklılığı ve bu obsesyona cevap
olarak kompulsif davranışlar sergileme isteği artar. Bu durum da bir kısır döngüye
neden olur. Dolayısı ile obsesyonların neden olduğu kaygıyı azaltmak için kompulsif davranışlar sergilendiğinde obsesyonlar pekiştirilmiş olur ve kaygı tekrardan gelir.

OKB’nin Nedenleri

Bilişsel modele göre, tekrarlayıcı ve istenmeyen düşüncelerin obsesyona dönüşüp dönüşmeyeceğinin temel belirleyicisi, kişinin bu düşünceleri nasıl değerlendirdiğidir. Eğer kişi bu tekrarlayan ve istenmeyen düşüncelerinden dolayı kendinin ya da başkalarının zarar göreceği konusunda sorumluluk üstlenirse bu düşünceler obsesyona dönüşmektedir. Bir diğer neden ise kişi düşüncelerini kontrol edemediğinde, düşüncesinin gerçekleşeceğini düşünüyor ise istenmeyen düşünceleri yoğunlaşma ve obsesyona dönüşmektedir. Kişi eğer bu düşünceleri kontrol edememesini tehdit olarak algılamazsa yani aklına gelmesini engellemeye çalışmazsa bu düşünceler zamanla etkisini kaybetmektedir.

Bazen bizler de istenmeyen düşüncelerimizi bastırmak istediğimizde, aklımızdan atmak istediğimizde onların tam tersine daha çok aklımıza geldiğini farketmişizdir. Dolayısı ile obsesif düşünceleri ve bu düşüncelerin neden olduğu olumsuz duyguları sürekli olarak bastırmak istediğimizde obsesif düşüncelerimiz daha da güçlenerek geri gelirler.

OKB’nin Tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisi için birçok tedavi yaklaşımı vardır. Ancak en sık kullanılan Bilişsel Davranışçı Yaklaşımdır. Bu yaklaşımda obsesyonlar bilişsel açıdan incelenmekte, kaçınma davranışları, kompulsiyonlar engellenmeye çalışılmakta ve maruz bırakma yöntemi kullanılmaktadır. Bunun yanında eğer gerekiyorsa ilaç desteği de alınabilmektedir.

Kaynaklar:

Anormal Psikolojisi, G. C. Davison ve J. M. Neale

Bilişsel Davranışçı Terapiler, Ç. Dürü ve M. A. Sayılgan

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Tanısı Almış Hastalarda Yaşam Kalitesi,    

Romantik İlişki Doyumu ve İlişki Niteliğinin Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Ayşe Dönerce